Bu mevzu üzerine ben de birkaç şey söylemek istiyorum.
- Federasyon yetkilisinin yaptığı kusura bakılmasın ama "halt yemek"ti. Henüz ikinci testin neticesi belli değilken, ülke içindeki idari prosedür işletilmemişken ve geçen sene Kerem'e verilen 1 yıllık bir ceza varken sen çıkıp da "doping kullandı o ya, kesin kesin, üstüne 2 yıl da ceza verecez" dersen çok sağlam laf yersin. Halt yemiştir ve karşılığında hak ettiğini almıştır. Hukukta ihsas-ı rey diye bir kurum vardır. bir davaya bakacak olan mahkeme yahut yargıç, o davanın neticesinde vereceği kararı daha yargılama sonuçlanmadan evvel bir şekilde açıklarsa (hatta daha da ötesinde tüm deliller ve savunmalar hasredilmeden kafasında bir kanaate varması dahi sakıncalıdır da bunun denetimi yapılamaz) artık o yargıcın, yargıçlığı kabul edilmez. Hakimin reddi istenir ve davaya başka bir hakim bakar. federasyondaki süreç yargısal bir süreç değilse de yargı benzeri bir süreçtir ve hukukun bu tür temel kurumlarının göz önüne alınması gerekir. dolayısıyla o Atasü denen adamın Taurasi'ye verilecek cezanın belirleneceği kurulda yer almaması, temel hukuk kuralları ve adalet duygusu gereğidir. Umarım Fenerbahçe yönetimi bu konuda gerekli girişimlerde bulunur.
- Kaldı ki bir federasyon yetkilisi böylesine saçmalarken yönetim sussaydı oyuncularına ve taraftara karşı ciddi anlamda zayıf kalır ve onlardaki güven duygusunu zedelemiş olurdu. Çünkü oyuncu ısrarla ben böyle bir şey yapmadım derken kulübe düşen ona güvenmek ve onun haklarını "hukuk dairesinde" savunmaktır. tüm bu süreç boyunca yönetimin hukuk dışına çıkan bir davranışı görülmemiştir. Ha geçmişte "bolca" yaptıkları hukuksuzluklar, bu olaydaki haklı duruşu hiçbir şekilde zedelemez.
- Wnba konusunda ise şunu söylemek isterim ki kesinlikle bir nba değildir. Evet iyi oyuncuların 5-6 ligde değil de 1 ligde toplanması ve kısa süreli bir paket program sunması açısından hoştur ama bayan basketbolunda henüz esas lig olmayı başaramamıştır. (iyi avrupalılardan bazıları oynama imkanları olmalarına rağmen yazın dinlenebilmek için wnba'de oynamamayı tercih edebiliyorlar) Esas olan euroleague'tir. Kaldı ki nba'de olduğu gibi wnba'de de doping konusu oldukça gevşektir. Uzun olan sezon da avrupa sezonu olduğuna göre oyuncunun kendini amerikaya göre ayarlaması gibi bir bahane makul değildir. Esas lig burası ise yeme içmeni buraya ve buranın kurallarına göre ayarlarsın. Amerikada bir maddenin serbest olması avrupayı hiçbir şekilde ırgalamaz.
- Taurasi konusunda diyebileceğim ise onun gerçekten de dopinge ihtiyacı olmadığı ve ortada yapmasını gerektiren bir mantık olmadığıdır. Ama nihayetinde o da insan ve her an rasyonel düşünmeyebilir; bir anlık bir meydan okuma veya güç gösterisi yahut özel hayatındaki bir sıkıntı neticesinde böylesi bir yanlışa düşmüş olabilir. Yaptığının rasyonel durmaması, Taurasi'yi aklamaya yetmiyor maalesef.
- Son olarak kullanılan madde için de bir şeyler söylemek isterim. Açıkçası bu konuda özel bir bilgim yok ama olaydan sonra internetten araştırdığımda bu maddenin doping içerikli maddelerle bir etkileşim vs. gösterdiğine dair bir şey okumadım. ( pek tabii ki benim okumamış olmam vakıa bir gerçeği değiştirmez; gerçek aksi yönde olabilir.) Hal böyleyken "modafinil" denen maddenin tıpkı uyuşturucu maddeler gibi bizatihi kendi başına yasaklı olması söz konusu olabilir. Böylesi bir durumda da dopingden ziyade yasaklı madde kullanımından söz etmek daha doğru gibi gözüküyorsa da dediğim gibi çok net bir bilgim yok bu konuda.
Last edited by GM-incow sk at 1/8/2011 7:28:31 AM